>
 
   
     
 
   
S. HALUK UYGUR
S. HALUK UYGUR
KELAYNAKLAR

Kuşların itlaf edildiği şu günlerde ,hazin bir öykü anlatacağım bu kez sizlere...

Bir varmış bir yokmuş...

Uçsuz bucaksız bir ova varmış..

Fırat'ın sularıyla bereket bulmaya çalışan bu topraklar, fakir köylünün tek umuduymuş o yıllar..

Karasabanın tahta tut am ağında alın teri olarak bıraktığı bedeli: gıdım gıdım buğday tanesi olarak alırmış Birecik'in fakir köylüsü...

Çekirgeler, çocukların ekmeğinin ortağı, köylünün korkulu rüyası iken, ta uzaklardan, Kuzey Doğu Afrika'dan açıldığında iki metreyi geçen kanatlarını süzerek bir kurtarıcı gelirmiş...

Havalar ısınımtrak olduğunda...

Yani mart, nisan aylarında...

Köylünün ekmeğine ortak çekirgeleri yokeder, yaşadığı yalçın kayalıklardan bereketin temsilcisi olarak can kattığı köyleri seyredermiş.

Köylü de, bu kuşların her yıl uzaklardan gelişini dört gözle bekler ve şenlikle kutlarmış.

 

Fırat'ın bile can veremediği bu ovaya o yıllarda can veren bu kuş hepimizin ismini son yirmi yılda duyduğu Kelaynaklar...

Bilimsel adıyla Geronticus eremita...

Kırmızı yüzlü, tüysüz gerdanlı, tepesi ve tüyleri siyah, uzun eğri gagalı, böcek ve yılanlarla beslenen çirkin görünüşlü bu kuş; kışın Afrika'ya göçedip, mart, nisan aylarında ise Birecik'in kuzeyindeki çıplak kayalıklara geri dönüyor.

Anlatmaya başladığımız öykünün hazin olmasının nedeni ise, halihazırda tüm dünyadaki sayılarının sadece 70 civarında olmasıdır. 1880 yılına ait Kelaynak kuşlarını anlatan ilk kayıtlardan, binlerce kuşun Birecik yöresinde yaşadığını öğreniyoruz.

1950 yılında ise sayıları bin...

Bu yılara kadar tarlalara zarar veren çekirgeleri yedikleri için bereket sembolü olarak görülen bu kuşlar 1956 ve 59 yılları arasında bölgede yanlışlıkla uygulanan yüksek dozlu ilaçl am a nedeniyle yok olmuşlar.. Birçoğu hemen, kalanları da daha sonraki yıllarda kanlarında biriken tarım ilaçları nedeniyle ölmüşler.

Sağ kalanların, yumurtalarına da tarım zehiri girdiğinden, 1973 yılına dek bir tek yavru alınm am ış ve sayıları giderek azalmış.

Bugün Birecik'in üç kilometre kadar kuzeyinde, kayalıkların arasında korunmaya alınmış bu kuşlardan sadece ve sadece 70 tane var. Türkiye'nin değil, tüm dünyanın kelaynak popülasyonu bu...

Çünkü, Birecik'i ilk ziyaret ettiğim 11 Ocak 1990 tarihinde 60, ikinci ziyaret ettiğim 21 Şubat 1996 tarihinde 50 adet idi. 2002 yılının eylül ayında yaptığım dördüncü ziyaretimde ise sayıları 70'e yükselmişti. Geniş kafeslerde korunan kuşlar, artık etle besleniyorlar ve daha güvenle ürüyorlar.

Koruma am acına ulaşmış olmalı ki, serbest bırakıldıklarında eskisi gibi göç etmiyor, kış aylarını da Birecik'te geçiriyorlar.

Artık çekirge avl am ıyorlar am a yine de yöreye bereket sunmaya dev am ediyorlar.

Her yıl binlerce meraklı, kuş gözlemcisi ve bilim ad am ı Birecik'e geliyor. Birecik, Kelaynaklar sayesinde, dünyada en çok tanınan kasabalar arasına girmiş.

Ben de bir çok kez ziyaret ettim Birecik'i ve hüzün dolu günler geçirdim, bu şanssız kuşları her ziyaret ettiğimde...

Bir z am anlar, bereket sembolü olan bu kuşların hazin öyküsü, bana yeterli araştırma ve planl am a yapılmadan gerçekleştirilen girişimlerin nasıl beklenmedik ve üzücü sonuçlar doğurabileceğini öğretti.

İlk bakışta çok yararlı ve verimli olacağı sanılan büyük projelerde bile, yıllar sonra bölgenin iklim, canlı popülasyonu, bitki örtüsü ve su rejiminin değişmesine bağlı olarak çevre sorunlarının çıktığı, beklenen verimin elde edilemediği, bu yüzden de her türlü girişimde doğal dengelerin gözetilmesi gerektiği bilincini oluşturdu.

 

Kelaynaklar'ı konu eden bu yazımıza "bir varmış bir yokmuş" diye başladık.

Kelaynaklar eskiden binlerce var iken, bugün yok olma tehlikesiyle karşı karşıya...

Bugün ise kuş gribi nedeniyle tüm kuşlar neredeyse düşman ilan edildi ve milyonlarcası birden öldürülüyor.

Dileğimiz odur ki;Kelaynaklar da bu paranoyadan nasibini almasın ve önümüzdeki yıllarda Kelaynaklar, sadece bir masal kuşu olarak kalmasınlar.

Çocuklarımız, "Bir varmış, bir yokmuş" diye başlayan sözlerle değil de, göklerde süzülürken açtıkları uzun kanatları, eğri gagalarıyla tanısınlar Kelaynakları...

NASIL GİDİLİR?

Birecik, Gaziantep'e 60 kilometre mesafede şirin biri ilçedir. Türkiye'nin boğaz köprüsünden sonra en uzun köprüsü olan Birecik Köprüsü'nü geçtikten sonra sola dönerek işaret levhalarını takip etmek suretiyle ilçenin 3 km. kuzeyindeki Kelaynaklar Üretim Merkezi'ne ulaşabilirsiniz.

NEREDE KALINIR?

Kelaynaklar nedeniyle sık ziyaretçi akınına uğrayan Birecik'te küçük am a temiz otel ve lokanta vardır.

 

S. HALUK UYGUR

.